TAŞKINLAR

Perşembe günü batı bölgelerinde meydana gelen yağışlar önemli zararlara neden oldu.

Allahtan can kaybı yok. Yine de mal canın yongasıdır. Özellikle bahçelerde ekili alanlarda önemli zararlar var. Dolu ve fırtınanın güçlü olduğu alanlarda sıkıntı büyük.

Taşkınları daha on gün önce yaşamıştık. Bu defa da çok aşırı yağış düşmemişti ama kısa sürede düştüğü için, yağmur suyu nereye gideceğini şaşırdı. Her taraf bina ve apartman ile dolu olunca, kanalizasyonlar da almayınca çukur yerleri dolduruverdi. Çukur yerlerde alt geçitler, tüneller, metrolar derken, insanımız epey sıkıntı yaşadı.

Daha önce bir televizyon programında, Ankara'da bir battı çıktı olarak adlandırılan alt geçidin su dolması ve araçların suya gömülmesi nedeniyle sorulan sorulara cevap veren laf cambazı diye bilinen belediye başkanı, kırk yılda bir düşecek yağmur için bu kadar masrafa değer mi diye açıklama yapmıştı. Artık yağmurun ne kadar ve ne zaman düşeceğine dair yapılan tahminlerin tutma oranı çok yükseldi. Hangi bölgelerin hasar görebileceğine dair tahminler de yapılıyor.

Son yıllarda yağmur sularının ve sellerin meydana getirdiği hasarlar çoğalmaya başladı. Yurdun birçok bölgesinde, özellikle hızlı gelişen yerleşim yerlerinde, su baskınları nedeniyle vatandaşlarımız ciddi zarar görüyor. Hala daha belediyelerin sel önleme, taşkın koruma gibi bir projeleri yok. Devletin taşkınlardan korumayla ilgili bir birimi de var üstelik. Çevre ve şehircilik bakanlığı bünyesinde olan bu birimin, hemen bütün şehirler için, yağacak yağmura bağlı olarak taşkın önleme çalışmaları yapacak teknik personel ve donanımı bulunmaktadır.

Hemen bütün yerleşim yerlerinde teknolojik güce bağlı olarak dereler dolduruldu, suya akacak yer bırakılmadı. Zaten her tarafı betona dönen şehirlerin cadde ve sokaklarında anında akışa geçen suyu, kanalizasyonlarla tahliye etmenin imkânı yoktur. Kırk yılda bir yağacak yağmur diye bakmamak lazım. Denizin dibinde su baskınları yaşanıyorsa, tamamen şehirleşmede bir problem var demektir. Cadde ve sokakların taşıyacağı su miktarı bellidir. Ancak kaldırım yüksekliği kadardır. Diğer bir deyişle bir derenin diz boyu akması kadardır. Suyun nehre dönüştüğü yerde cadde ve sokaklardan denize ulaşması mümkün değildir. Hal böyle olunca, yıllardır belediyelerin doldurması sonucu, bodrum kata dönüşen zemin katlar su dolmaktadır. Yağmur geçtikten sonra yollar boşalıyor ve vatandaşımız kovalarla su boşaltmaya çalışıyor. Bu görüntüleri neredeyse kanıksamaya başladık artık. Çözümü çok basit aslında. Şehirlerinde içinde kanallar oluşturmak. İsteyen tekne gezisi de yapsın. 

Harun Baytekin

Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi

  • Site Yorumlarý
  • Facebook Yorumlarý Facebook Yorumlarý
Yeni yorum yaz
Henüz bir yorum yazýlmadý. Ýlk yazan siz olabilirsiniz.