Habitat veya yaşam ortamı, canlıların tercihen ve sürekli olarak yaşadıkları yer olarak tanımlanıyor.
Hemen bütün canlıların, yaşamak için istediklerini sunan, iklim, toprak ve biyolojik faktörleri barındıran ortamlar bulunmaktadır. Aksi takdirde adaptasyonda önemli sorunlar ortaya çıkmaktadır. Diğer bir deyişle uyum sorunu teknik tedbirlerle giderilmeye çalışıldığında maliyetler artmaktadır. Tarım dünyası ne yazık ki bilişim çağının nimetleri her eve girmeye başladıktan sonra modayı çok yakından takip etmeye başladı. Hadi yıllık ürünlerde moda zaten takip ediliyordu ama meyvelerde de modavari akımların gelişmesi ne yazık ki Türk çiftçisini ciddi bir şekilde etkilemektedir. Hemen her ürünün her yerde olmayacağını bile bile insanımız, biraz da teknolojinin verdiği güçle doğaya daha fazla hükmetme sevdasına girmektedir.
Tarımda uyum-adaptasyon verim ve kalitenin anahtarıdır. Hem bitkisel üretimde hem de hayvansal üretimde kullanılan materyalin bulunduğu çevreye uyumu, üretim masraflarını azalttığı gibi, verimi ve kaliteyi artıran en önemli unsurdur.
Meyve plantasyonlarında iklim toprak özellikleri bir dereceye kadar uyum özelliklerine dikkat edilmekle birlikte, daha çok pazarın talebi ön planda tutulmaktadır. Kiraz para yaptıysa herkes kiraza yüklenmekte, ya da son yıllarda olduğu gibi herkes cevize bir şekilde sevdalanmaktadır.
Elma bahçelerinin tesisinde daha çok sulama imkânları öne çıkmaktadır. Toprağın uygun olup olmadığı ikinci planda tutulmakta, ilerleyen dönemlerde daha fazla gübrelemeye gerek duyulmaktadır. Aynı zamanda pas hastalıklarıyla başlayan zirai mücadele uygulamaları, elma iç kurduyla pik yapmakta ve gerçek üretim masraflarının üzerine çıkmaktadır. Elma yetiştiriciliğinde budama, toprak işleme ve sulama ana üretim kalemleridir. Oysa en az 10 defa ilaçlama yapılması, zirai mücadele uygulamalarını ana üretim kalemlerinin önüne geçirmektedir. Şeftali ve kiraz yetiştiriciliğinde de sulama imkanları dikkate alınmaktadır. Zayıf, sığ topraklarda dahi dikimi yapılan bu türlerde ileri gelişme dönemlerinde ağaçları ayakta tutabilmek için sürekli damlama ve yaprak gübreleriyle destek yapılmakta ve maliyetler artmaktadır. Meyve ağaçları büyüdükçe gübrelerin verilen miktarları da artmaktadır.
Son yıllarda Japon eriklerine talep sürekli artmaktadır. Oysa bu erik çeşitlerinin soğuklama ihtiyaçları çok düşüktür. Pazarda yüksek değer yaratması cazibelerini artırmakla birlikte, kaliteli ürün almak, hatta ürün almak bile çok risklidir. Kışın ortasında dahi çiçek açabilmektedirler. Aldanma riski yüksek olan bu çeşitlerde çiçeklenmeyi geciktirmek için sürekli kimyasal kullanımı gerekmektedir. Bu da riski kaldırmadığı gibi maliyetleri artırmaktadır.
Tarımsal üretimde maliyetleri azaltmanın en önemli yolu iklim ve toprak özelliklerine uygun tür ve çeşitlerle üretim yapmaktır. Bu anlamda, köklü kültürleri dikkate almak gerekir. Herhangi bir bölgede kazanılmış köklü zeytin veya narenciye kültürü, o bölgenin iklim ve toprak şartlarının oluşturduğu kültürdür. Günümüzde üretim maliyetlerini azaltmanın başka yolu kalmamıştır.