Karabiber bilinmeden baharatın tarihi, baharatın tarihi bilinmeden de dünya tarihinde bazı olayların, savaşların ve özellikle sömürgeciliğin temel sebeplerini aydınlatmamız mümkün değildir.
“Dünya tarihinin son 2200 yıllık döneminin 2000 yılı “baharat savaşları” ile geçti demek hiçte abartma sayılmamalıdır. M.S. 1500’lere kadar Akdeniz, bu tarihten 18. yüzyılın sonuna kadar da okyanuslar baharat savaşlarının mücadele alanı oldu. Denizlere egemen olan, baharata egemen oldu; baharata egemen olan, kıtalara egemen oldu (Tayar 2012).”
Başta Karabiber olmak üzere milattan önce 3000’li yıllardan bu yana baharat ticari ürün olarak önem kazanmış; karabiberönceleri Arap tüccarlar tarafından Mısır ve Ortadoğu’ya, Akdeniz çevresi ülkelerden de Avrupa’ya götürülmüştür. Bu baharat, doğudan kara ve deniz yoluyla getirilip yüksek fiyatla satılan bir üründü. Baharat ticareti önce Roma İmparatorluğunun kontrolüne girmiş, 176 yılında, ithal edilen karabiber ve diğer baharatlara vergi konulmuştur. 409 yılında Roma’ya yaklaşık 1500 ton karabiber ithal edildiği belirtilmektedir. Daha sonra baharat ticareti Venediklilerin kontrolüne geçmiştir.
Anadolu’nun fethi, Akdeniz’in Müslüman ülkelerin kontrolüne geçmesi işleri zorlaştırmıştır. Bu tatlı kâr ve baharat ticaretini kontrol altına alma gayesi Avrupa ülkelerinin gözünü Hindistan ve Uzakdoğu’ya dikmelerine sebep olmuştur. Bunlar da yeni keşiflere ve sömürgecilik faaliyetlerinin hızla artmasına yol açmıştır. Venediklilerden sonra bu ticaret sırasıyla Portekiz, Hollanda ve en sonunda İngilizlerin eline geçmiştir.
Anavatanı Hindistan
Karabiberin vatanı, güney Hindistan’da Malabar sahilleridir. 2000 yıl önce tarımı daha sonra Endonezya ve Malezya’ya yayılmıştır. Güney Doğu Asya haricinde bazı yerlerde de karabiber yetiştirilmeye başlanmıştır. Bugün Hindistan, Çin, Endonezya, Vietnam, Malezya, Tayland, Sri Lanka, Filipinler, Brezilya, Ekvator, Gana, Nijer, Etiyopya gibi ekvator kuşağında yer alan ülkelerde yetiştirilmektedir. Dünyada toplam 500-550 bin hektarlık alanda yetiştirilmektedir ve 450-470 bin ton civarında da bir üretimi vardır. Tüm uzmanlar tarafından dünyada en önemli baharat kabul edilen karabiberin üretiminin önemli bir bölümü ihraç edilmektedir. Yıllık ticari hacmi 320-350 bin ton, parasal değeri de 1,25- 2,0 milyar dolardır. İhracatı yıldan yıla büyük değişiklik gösteren karabiberin ihracatında Brezilya önemli bir rol oynamaktadır.
Piper nigrum, Piperaceae familyasının bir üyesidir. Bu familyaya dahil tür sayısı 700 kadardır. Bunların en önemlisi karabiber olmakla beraber, diğer bazı türlerin de ekonomik önemi vardır. Karabiber, tropik ormanlarda 10 m’ye kadar ulaşabilen sarılıcı bir bitkidir.
Boğum yerlerindeki sürgünler tutucu kökler oluştururlar. Ancak, kültür şartlarında yetiştirilen bitkiler en fazla 4 m’ye kadar boylandırılmaktadır. Sürgün sistemi pamuğa büyük benzerlik gösterir. Yabani formları iki evciklidir. Ancak kültür çeşitleri tek evciklidir. Başak şeklindeki çiçekleri dişi veya hem erkek hem de dişi çiçek taşırlar. Meyveler 15 cm’ye kadar uzayan meyve dalı üzerinde gelişir, olgunlaşması yaklaşık 6 ay kadardır. Meyveleri üzümsü yapıda olup, sert çekirdeklidir. Tam olgunlaşmamış meyveler kırmızı 3-5 mm çaplıdır. Kurumuş karabiberin 1000 tohum ağırlığı 30-80 g arasındadır.
Karabiber meyveleri %1-2,5 oranında uçucu yağ ihtiva eder. Uçucu yağın bileşenleri arasında β-Caryophylline (29,9%), limonene (13,2%), β-pinene (7,9%), sabinene (5,9%), Oleorezininde de %39,0 -63,9 arasında piperin bulunmuştur. Ayrıca meyvede %6-8 sabit yağ, az miktarda reçine, %22-42 nişasta, %8-13 arasında su ve piperidin alkaloidleri vardır. Keskin acı tadı alkaloid olan piperin özellikle endokarpta, aromatik uçucu yağlar ve reçine ise mesokarpta bulunur.
Karabiber bizde de sevilen bir baharat olup, yaygın bir şekilde kullanılır. Yılık 3-4 bin ton civarında olan ithalatımızın parasal değeri de 7 milyon dolar civarındadır. Yapılan bir araştırmaya göre ülkemizde kadınların karabiber kullanımı %92 oranı ile kırmızıbiberden bile fazla bulunmuştur.
Piper nigrumun dışında bazı karabiber türlerinden de faydalanılmaktadır. Bu türler ve yalancı karabiber de başka yazılarımıza konu olur ümidiyle…
Hipokrat’ın ilk ilaç karışımında karabiber
Karabiber baharat olarak başta et ürünleri olmak üzere pek çok yemek ve çorbaların vazgeçilmez bir baharatıdır. İştah artırıcı, hazımsızlığı gidericidir. Kolit gibi hastalıklara karşı etkili olan karabiberin sağlığa diğer faydaları ise şöyledir:
Yapılan araştırmalarda baharatın kullanımı ile tükürük ifrazatının artışı arasında kesin bir ilişki bulunmuştur. Kırmızıbiber, karabiber, hardal, zencefil ve köri (baharat karışımı) gibi baharatın kullanıldığı öğünlerde, bunların kullanılmadığı öğünlere göre tükürük ifrazatı iki üç kat artmıştır. Bunun anlamı; gıdaların ağızda çiğnenmesinin kolaylaşması, içindeki müsilajlı maddelerden dolayı lokmaların daha kolay yutulması ve hazmın kolaylaşmasıdır. Tükürük ifrazatının artışı, ağız ve boğazın mikroplara karşı korunma gücünü de arttırmaktadır. Zira müsilajlı maddeler ağız ve boğazda koruyucu bir tabaka oluşturur.
Baharat mide özsuyu ifrazatını da teşvik eder ve hazmı kolaylaştırarak midenin daha çabuk boşalmasını sağlar. Aynı zamanda safra kesesinin faaliyetini de arttırır. Tüm bunlar besinlerin mide ve barsakta sindirilmesini kolaylaştırır. Bunun yanında karabiber kandaki yağ oranını düşürür. Bir cilt hastalığı olan Vitiligo’nun iyileşmesine yardımcı olur. Astım ve boğmaca gibi hastalıkların tedavisini destekleyicidir. Karabiber, antibakteriyel özelliği ile mikroplarla savaşır. Öksürüğü söktürmek için balla karıştırılarak yenilebilir. Hipok-rat’ın ilk ilacının bal, sirke, karabiber karışımı olduğu söylenmektedir.
Haberler.com