REJENERATİF TARIM: GIDA SİSTEMİMİZİ DÜZELTMEK İÇİN YETERLİ Mİ?

Rejeneratif tarım mevcut trend olabilir, ancak küresel gıda sistemimizin ihtiyaç duyduğu dönüşüm bu değil.

Rejeneratif tarımın gıda sistemimizi düzeltmeyeceği savunuluyor. Gıda sistemimizin daha büyük ve karmaşık sorunlarına değinilerek, daha kapsamlı bir çözüm yelpazesine ihtiyaç duyulduğu iddia ediliyor. Bu bağlamda, endüstriyel tarımın dünya genelinde çevresel ve sosyal hasara neden olduğu, toprakların bozulduğu, bitki ve hayvan türlerinin yok olduğu, arazilerin bozulduğu ve küçük ölçekli çiftçilerin zor durumda kaldığı gibi pek çok sorunun olduğu belirtiliyor. Bu nedenle, daha sürdürülebilir ve adil gıda ve lif yetiştirme yolları aranıyor.

Rejeneratif tarım özellikle zengin, endüstriyel olarak gelişmiş ülkelerde popülerliğini artırmış bir alternatif olarak kabul ediliyor. Terim 1970'lerde ortaya çıkmış ve genellikle peyzajı ve su, besin ve karbon döngüleri gibi ekolojik süreçleri bozmak yerine iyileştiren tarım anlamına gelir. Tarımda kullanılan kimyasalların azaltılması, toprağın yenilenmesi, hayvanların ekim sistemlerine entegre edilmesi, karbon, nem ve besin maddelerinin tutulması gibi uygulamalar içeren rejeneratif tarım, Nestle, Pepsico, Cargill ve Bayer gibi küresel şirketler tarafından benimsenmiştir.

Ancak, yeni araştırmalar, rejeneratif tarımın küresel gıda sistemimizin ihtiyaç duyduğu dönüşüm olmayabileceğini gösteriyor. Çünkü rejeneratif tarım, gıda sistemimizdeki daha büyük sorunları ele almaktan ziyade yalnızca bir parçasına odaklanmaktadır. Bunun sonucu olarak, gıda sistemimizdeki pek çok sosyal ve politik sorun hala devam etmektedir. Bu nedenle, rejeneratif tarımın yalnızca bir adım olduğu ve gıda sistemimizin dönüşümü için daha kapsamlı bir çözüm yelpazesine ihtiyaç duyulduğu sonucuna varılıyor.

Ayrıca, rejeneratif tarımın pek çok yerli uygulamayı dikkate almadığı ve Küresel Güney'deki çiftçilerin ihtiyaçlarını ve gıda sistemindeki daha geniş güç eşitsizliğini göz ardı etme eğiliminde olduğu da belirtiliyor. Bu nedenle, rejeneratif tarımın uygulanabilirliği ve etkililiği, farklı coğrafyalara ve kültürlere göre değişebilir.

Bununla birlikte, agroekoloji gibi diğer sürdürülebilir tarım yaklaşımları da dikkate alınmalıdır. Agroekoloji, agronomi (tarım bilimi) ve ekolojiyi birleştirir ve aynı zamanda gıda sistemlerindeki adaletsizlik ve eşitsizliği ele almayı amaçlar. Bu hareket dünyanın en büyük küçük çiftçi örgütü olan La Via Campesina ile ilişkilidir ve Birleşmiş Milletler tarafından desteklenmektedir. Agroekoloji, yerli bilgisini ve toprak haklarını savunur ve küçük ölçekli çiftçilere destek verir. Neoliberalizme, şirket egemenliğine ve gıda sistemlerinin küreselleşmesine meydan okumayı amaçlar.

Rejeneratif tarımın popülerliğine ve sürdürülebilir gıda üretimine odaklanmasına rağmen, sistemik sosyal ve politik sorunları ele almakta başarısız olmaktadır. Sonuç olarak bu hareket, gıda sistemini dönüştürmek yerine her zamanki gibi devam ettirebilir. Ancak, rejeneratif tarımdaki sesler, hareketin gündeminde bir değişiklik yapılması, eşitlik, adalet ve çeşitliliğe daha fazla vurgu yapılması çağrısında bulunuyor. Dolayısıyla, hareketin endüstriyel tarıma karşı gidişatı değiştirmeye yardımcı olabileceğine dair umut var.

modernfarmer.com
  • Site Yorumlarý
  • Facebook Yorumlarý Facebook Yorumlarý
Yeni yorum yaz
Henüz bir yorum yazýlmadý. Ýlk yazan siz olabilirsiniz.