Erginleri bir kelebek olup, kanat açıklığı 28-33 mm'dir. Sesamia nonagrioides'in ön kanatları açık sütlü kahverengimsi deve tüyü rengindedir. Sesamia cretica'nın ön kanatları ise soluk sarımsı, bej renktedir.
Arka kanatlar gümüşi beyaz veya ipeğimsi beyaz renktedir. Vücut, 14-17 mm uzunluğunda ve pembe-sarı tüylerle örtülüdür. Erkek bireylerde antenler tarak, dişilerde ise ip şeklindedir.
Yumurtaları üstten hafif basık, yuvarlak şekilli ve yaklaşık 10 mikron büyüklüğündedir. Yumurtaları kümeler halindedir. Yumurtalar ilk bırakıldığında açık krem renginde olup, açılmaya yakın renk koyulaşır. Olgun larvaların üst kısımları sarımsı pembe, alt kısımları donuk sarı-beyaz renkte ve tüysüz, boyları 30-35 mm'dir. Pupaları, 12-20 mm boyunda ve kızıl kahverengidir.
Mısır Koçankurdu, kışı olgun larva halinde mısır artıkları ve diğer konukçu bitkilerin içinde diyapozda geçirir. İlkbaharda pupa olup, mart sonu ve nisan başlarında kelebek olurlar. Erginler, çıkıştan 1 gün sonra çiftleşmeye ve çiftleştikten 1-2 gün sonra, yumurtalarını bırakmaya başlarlar. Bu dönemde zararlının ana konukçusu olan mısır ve sorgum henüz tarlada bulunmadığından, yumurtalarını buğday bitkisine, yabani buğdaygillere ve su kamışına bırakırlar.
Dişiler mısır bitkisinde yumurtalarını, yaprak kınının gövdeyi saran iç yüzüne, kümeler halinde bırakırlar. Yaprak kınının iç yüzüne bırakılan yumurta kümesi, dışardan sarımtırak olarak görünür. Bir dişi kelebek yaşamı boyunca (6-7 gün), birkaç defada olmak üzere toplam 200-350 adet yumurta bırakır. Yumurtadan çıkan larvalar, 1-2 gün bulundukları yerde beslendikten sonra, gövde ve koçan içerisine açtıkları küçük deliklerden girerek beslenmeye devam eder ve 6-7 gömlek değiştirdikten sonra pupa olurlar. Pupa dönemi, sıcaklığa bağlı olarak 7-10 gün sürer. Ege Bölgesinde 3 ve Akdeniz Bölgesinde 4-5 döl verirler.
Mısır Koçan Kurdu yurdumuzda Akdeniz, Ege, Marmara ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde mısır ekim alanlarında yaygın olup; mısırdan başka, sorgum, süpürgedarısı (Sorghum vulgare L.), sukamışı (Typha sp.), kamış veya kargı (Arundo donax L.), çeltik (Oryza sativa L.), buğday (Triticum sp.), arpa (Hordeum sp.), yulaf (Avena sativa L.), kanyaş (Sorghum halepense L.), hasırotu (Cyperus sp.) ve glayöl (Gladiolus hortulans L.) konukçuları arasında yer alır.
Mısır Koçan Kurdu'nun larvaları, mısır bitkisinin genç fide döneminden başlayarak, yaprak, gövde, koçan ve tepe püsküllerinde beslenerek zarar yapmaktadır. Yapraktaki zararı, daha çok helezon gelişme döneminde olur ve bu yapraklarda karşılıklı delikler oluşur. Bu zarar şekli, Mısır Koçan Kurdu'nu, pratikte
Mısır Kurdu'ndan ayıran tipik bir özelliktir. Larvalar gövde ve koçanda açtıkları deliklerden girerek galeriler meydana getirir ve ileriki dönemlerde gövdeyi boşaltırlar. Deliklerden taze sulu, hızar talaşı gibi pisliklerini dışarı atarlar. Süt olum döneminde koçanların içine girerek taneleri yemek suretiyle tahrip ederler ve sapta olduğu gibi galeriler açarlar. Ayrıca, çıkardıkları dışkı maddelerinde fungal etmenler gelişerek, koçan içindeki tanelerin tamamının da zarar görmesine sebep olurlar.
Mısır Koçan Kurdu ile mücadele yapılmadığı takdirde, %80-100'e varan oranda ürün kaybı meydana gelebilmektedir.
Mısır Koçankurdu' nun predatörleri arasında örümcekler, karıncalar ve kuşlar da yer almaktadır.
Mısır Koçan Kurdu Mücadelesi
Kültürel Önlemler
- Hasat sonrası arta kalan mısır sapları ve kökleri parçalanıp imha edilmelidir.
- Tarla derin sürülerek, bitki artıklarında kışlayan larvaların derine gömülmesi sağlanmalıdır. Böylece ergin çıkışı önlenmiş olur.
- İkinci ürün mısırda erken ekim Mısır Koçan Kurdu zararını azaltır.
Biyolojik Mücadele
Ülkemizde yapılan çalışmalar sonucunda Mısır Koçan Kurdu'nun bazı doğal düşmanları tespit edilmiştir. Bunlardan Telenomus busseolae çok etkin bir yumurta parazitoiti olarak belirlenmiştir. Çukurova'da ilaçlama yapılmayan bazı alanlarda Mısır Koçan Kurdu yumurtalarında %100'e varan oranlarında doğal parazitlenme görülmektedir. Ayrıca Trichogramma evanescens'in de Mısır Koçan Kurdu yumurtalarını kısmen (%2-3) parazitlediği belirlenmiştir.
Yumurta parazitoitlerinin ve diğer doğal düşmanlarının korunması ve popülasyonlarının arttırılması için gerekli tedbirler alınmalıdır. Doğal düşmanların yoğun olduğu yerlerde kimyasal mücadeleden mümkün olduğunca kaçınılmalıdır. Mısır tarlalarında zararlılarla mücadele amacı ile gelişi güzel yapılan ilaçlamalar, doğal düşmanları olumsuz yönde etkilemekte ve doğal dengenin bozulmasına yol açmaktadır. Bu da zararlıların zarar oranını artırmaktadır.
Kimyasal Mücadele
Ülkemizde, birinci ürün mısırlarda, genellikle zararlı yoğunluğu düşük olduğundan ilaçlamaya gerek duyulmamaktadır. Ancak, bulaşık bitki sayısı %5 ve üzerinde ise kimyasal mücadele uygulanmalıdır.
İkinci ürün mısırlarda, ışık tuzaklarında yakalanan ergin sayısı 5-10 adet/hafta olduğunda ve zararlıya ait ilk yumurta kümeleri görüldüğü andan itibaren ilk ilaçlamaya başlanır ve ovipozisyon süresine ve ilaçların etki süresine bağlı olarak 10-15 gün ara ile ikinci ve üçüncü ilaçlama yapılabilir.
İlaçlama bitki fenolojisine uygun bir yer aleti ile yapılmalıdır. Silajlık ve taze tüketim amacı ile üretilen mısırlarda kimyasal mücadele önerilmemektedir.
Tarim.gov.tr