Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürü Bilal Dikmen, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yıllık ortalama sıcaklıkta 2_ 6 derece artış beklediklerini açıkladı. Su kaynaklarının verimli kullanımı konusunda uyarılarda bulundu.
Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürü Bilal Dikmen, "Özellikle ülkemizin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde, sıcak hava dalgası beklenen gün sayısının 200 güne ulaşacağı, yıllık ortalama sıcaklığın ise 2 ile 6 derece artacağı tahmin ediliyor." dedi. Dikmen, Tarım ve Orman Bakanlığının "Kuraklık Yönetim Planları" kapsamında "Fırat Dicle Havzası Kuraklık Yönetim Planının Hazırlanması Projesi"ne ilişkin toplantıya katıldı. Toplantıda konuşan Dikmen, canlıların hayatını sürdürebilmeleri için suyun en temel ihtiyaç olduğunu belirterek, bu nedenle su kaynaklarının sürdürülebilir bir yaklaşımla korunması gerektiğini söyledi.Dünyada kullanılabilir su potansiyelinin her geçen gün düştüğünü ifade eden Dikmen, "Su, sınırsız bir kaynak değil son derece sınırlı bir kaynaktır. Ve bu sınırlı kaynak insanların istek ve ihtiyaçlarındaki artış, iklim değişikliği ve tüketim politikaları baskısı altında. Ülkemizde kişi başına düşen yıllık kullanılabilir su miktarı bin 365 metreküp. Nüfus artışı ve sanayileşmeyi de göz önüne alırsak 2030 yılında bu miktarın bin 120 metreküpe kadar düşeceği öngörülmekte. Bu verilere göre ülkemiz, günümüz itibarıyla su fakiri olmamasına rağmen su zengini bir ülke de değildir" dedi.
SU SIKINTISININ ÖNÜNE GEÇİLMELİ
Dikmen, gelecekte su kıtlığının yaşanmaması için Türkiye'de su kaynaklarının miktar ve kalitesinin korunması ve sürdürebilirliğinin sağlanarak gelecek nesillere aktarılmasının önemini vurguladı. Dikmen, "Geçerli faaliyetlere bağlı olarak su kaynaklarına kalite ve ünite açısından devamlı artan bir baskı söz konusu. 2030 yılı itibarıyla gıda ve enerji ihtiyaçlarının yaklaşık yüzde 50, su ihtiyacının ise yüzde 40 oranında artması beklenmektedir. Maalesef sanayileşme süreci ile insanın doğal kaynaklar üzerindeki olumsuz etkileri, bir geometrik dizi şeklinde artmaktadır. Özellikle iklim değişikliğinin etkileri fark edilecek noktaya gelmiş olup, neticesinde kuraklıklar yaşanmakta, kar yağışında, yağmur periyotlarında azalma, şiddetinde ise artışlar olmaktadır. Şiddetli yağışlar neticesinde taşkınlıklar artmakta, yer üstü suyu potansiyeli azalmakta ve yeraltı suyu beslenimi azalmaktadır. Dolayısıyla su kaynaklarımız kalite ve miktar konusunda olumsuz etkilenmektedir" diye konuştu.
KAYNAK AYNI TÜKETİM 3'E KATLANDI
Dünyadaki su miktarı aynı kalmasına rağmen geçmiş 50 yılda su kullanımının 3 kat arttığına işaret eden Dikmen, yeryüzünde canlı hayatın devam etmesi için su kaynaklarıyla ilgili sürdürülebilir bir yaklaşım içinde olunması gerektiğini aktardı. Dikmen, küresel iklim değişikliğinin yoğun hissedildiği Akdeniz kuşağında yer alan Türkiye'nin, iklim değişikliğinin olumsuz yönde etkilendiği yüksek risk gurubunda olan ülkeler arasında kabul edildiğini aktardı. Fırat ve Dicle havzasının iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek yerlerin başında geldiğini dile getiren Dikmen şunları söyledi, "İklim değişikliği kapsamında yapılan çalışmalara baktığımızda 100 yılın sonlarında don olan gün, soğuk gece, soğuk gün ve soğuk hava dalgası sayısında azalma, sıcak gün, sıcak gece, sıcak hava dalgası sayısında da ciddi artış beklenmekte. Ayrıca şiddetli ve uzun süreli kuraklıklar, kısa süreli fakat şiddetli sağanak yağış görülen günlerin sayısında artışla beraber ani taşkınlıklar olması da öngörülmekte. Özellikle, ülkemizin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde sıcak hava dalgası beklenen gün sayısının 200 güne ulaşacağı, yıllık ortalama sıcaklığın ise 2 ile 6 derece artacağı tahmin ediliyor. Su Yönetimi Genel Müdürlüğü olarak iklim değişikliği neticesinde taşkın ve kuraklık afetiyle ilgili havzalar bazında önemli planlamalar yapıyoruz. 6 havzada taşkın yönetimi planlarının tamamlandı, 17 havza için de hazırlık çalışmaları devam ediyor."