G20 Zirvesi'nin final bildirgesi, çevre örgütleri açısından hayal kırıklığı yarattı. Küresel emisyonların yüzde 74'ünden sorumlu olan ülkelerden oluşan G20 zirvesi iklim değişikliği ile ilgili konularda somut adımlar içeren kararlar alabilirdi diyen çevre örgütleri ortak bir basın açıklaması yaptı.
Ulusal ve uluslararası sivil toplum kuruluşları, G20'deki çevre gelişmelerini hayal kırıklığıyla karşıladı. İklim Ağı’ndan Cem İskender Aydın, “Paris’te düzenlenecek iklim müzakerelerinden (COP21) iki hafta önce toplanan G20 Zirvesi, dünyanın en büyük 20 ekonomisini temsil eden devlet başkanlarının bir araya gelip iklim değişikliğiyle mücadele konusundaki kararlılıklarını gösterebilecekleri çok kritik bir fırsattı.” şeklinde konuştu.
Konu hakkında açıklamalarda bulunan TEMA Vakfı Genel Müdürü ve Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) yazarı Doç. Dr. Barış Karapınar, “Ulusal ve uluslararası iklim ve kalkınma hareketinin parçası olan sivil toplum kurumları, kâr amacı gütmeyen kuruluşlar ve savunuculuk grupları, iklim degişikligi sorununu anlamlı bir şekilde çözmek için G20 liderlerinden dört açık talepte bulunmak üzere ortaklaşa çalıştılar,” dedi.
Bu talepleri,
“1. Kömür ve diğer fosil yakıtlara verilen TÜM teşviklerin devreden çıkarılması. 2. İklim değişikliğinin etkileri ve bunlarla mücadele için ortayay konulan politika ve uygulamalara illişkin finansal riskin yok edilmesi, G20’nin tüm harcamaların küresel iklim taahhütleri ile uyumluluğunu sağlayacak bir dayanıklılık testinden geçirilmesi için 2018 yılına kadar net bir plan ortaya koyması.
3. G20 liderlerinin uzun vadeli bir emisyon azaltım hedefi ortaya koyması ve iddialı emisyon azaltım mekanizmalarına açık ve net olarak desteklerini ifade etmeleri.
4. Türkiye’deki kömürle çalışan termik santrallerin genişletilmesine, yeni santral ve kömür madenlerinin açılmasına yönelik tüm yatırım planlarının acilen son bulması” olarak sıralayan Karapınar, “G20 Zirvesi, Paris’te ve Beyrut’ta meydana gelen şiddet olaylarının hemen ardından toplandı. Yuva Derneği’nden Efe Baysal “Paris’te ve Lübnan’da meydana gelen acı verici olayların G20 gündeminde güvenlik konusunun öne çıkmasına neden olmasını anlayabiliyoruz. Türkiye’de yaşayan insanlar olarak bizler benzeri acı verici ve anlamsız şiddet olaylarına yabancı değiliz. Bizler Fransa ve Lübnan halkları ile dayanışma içinde ve onların yanındayız. Şunu belirtmek gerekir ki, iklim değişikliği toplumun yoksul ve dezavantajlı kesimleri üzerindeki baskıyı artırıp, çatışma riskini ve mülteci krizinin derinleşmesine sebep olabilir. ”şeklinde konuştu.
Heinrich Böll Stiftung Türkiye’den Christian Brakel, “ G20 Liderleri iklim bilimcilerin ortaya koyduğu temel gerçeklikleri görmekte başarısız oldular. Dünya çapında bir çok insan G20’yi, COP21’den önce iklim konusunu öne çıkarmak ve 15 gün sonra Paris’teki zirvede ulaşılması gereken mutabakata doğru adım atmak konusunda mükemmel bir fırsat olarak görmüştü”derkenn sözlerini, “Bunu hala yapmak zorundalar. G20’ye sunulan taleplerin yerine getirilmesi oldukça basitti, ve C20 geçtiğimiz günlerde fosil yakıtlara sağlanan teşviklerin kaldırılması için 2020 yılını işaret etmişti. G20 Liderleri’nin bu konuda yapması gereken tek şey 2009 yılında Pittsburgh’da kendilerinin verdiği karara, eylemin uygulanacağı son tarih olarak 2020’yi eklemek!” şeklinde noktaladı.
YeşilGazete