Bu yıl yaşanan kuraklık ve mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklarla birlikte anız yakmak çok tehlikeli bir durum yaratıyor.
Çiftçiler hasat sonrası tarlada kalan bitki kısımlarını ve saplarını bir değeri olmadığı için, böcek ve diğer zararlıları yok etmek, çeşitli hastalıkları engellemek, toprak işlemede kolaylık sağlamak ve anızın çok kolay, çabuk ve masrafsız şekilde yok edilmesini sağlamak gibi gerekçelerle anızları yakmaktadırlar.
Her yıl Haziran-Eylül döneminde rutin şekilde bir tarımsal uygulama gibi yapılan ve toprak verimliliğine uzun vadede ciddi zararlar veren anız yakma işlemi verimli tarım alanlarının azalmasına ve tarım arazilerinde sürdürülebilir verimliliğini kaybetmesine neden oluyor. Modern tarım tekniğinde anız yakmak son derece yanlış olup, yakma sonucu meydana gelen zararları telafi etmek ise mümkün değildir.
Anız yakımıyla topraktaki organik maddeler yok olmaktadır. Her şeyden önemlisi yanan anız ile birlikte topraktaki karıncasından böceğine, kaplumbağadan fareye kadar tüm canlılar kömürleşiyor. Ekosistemin doğal dengesi bozuluyor.
Anız yakımıyla çıkan yangınlar sonucu geçtiğimiz yıl 33 adet anız yakımında yaklaşık 284 hektar orman alanı kül oldu.
Devlet, anız yakmayı kanune yasaklamıştır. anız yangınları ile ilgili bir açıklama yaptı. Anız yangınlarının çevre ve canlı hayatı için oldukça tehlike oluşturduğu belirtilen açıklamada, anız yakanların dekar başına 38.71 TL ceza ödeyeceği belirtildi.
Yürürlükte olan 2872 sayılı çevre kanunu ile hukuken suç kapsamına alınarak anız yakma fiili kesinlikle yasaklanmıştır. Anız yakanlar, Kabahatler Yasasına göre cezalandırılmaktadır.
Çiftçilerin anız yakımına son vermesi ve çok dikkatli olması gerekirken devletin de son günlerde artan anız yangınlarına karşı daha ciddi önlem ve cezalandırma uygulamalarına yönelmesi büyük önem taşımaktadır.
Hayal Senem Sayan