TÜRKİYE`DE İHRACATI NASIL ARTTIRABİLİRİZ?

Dünya genelinde yaşanan sosyal, ekonomik ve teknolojik gelişmelerin sonuçları son 40 yılda toplam 60 kat artış sağlamaktadır. Yaşanan bu değişimlerden tarım sektörü de kendine düşen payı almıştır.

Son 40 yılda tarım dış ticareti küresel bazda 25 kat artış göstermiştir. Ülkemiz ihracatında 2002 yılında 3,6 milyon dolar olan tarım ve gıda ürünleri, 2015 yılında 16 milyar dolar seviyesine ulaşmıştır.

Geçmiş dönemde tarım - gıda dış ticaretinde önemli gelişmelerin yaşandığı ve ülkelerin birbirlerine bağımlı hale geldiği yapılan araştırmaların sonucu durumundadır. Gelecek dönemde ise bu eğilimlerin daha yüksek seviyelere ulaşması beklenmektedir. Bir başka önemli konu ise iklim ve şehirleşme nedeniyle ekilebilir arazilerin azalması şehirleşmenin artmasıdır.

Öte yandan insanların tarım ürünlerine bakış açısı da değişmektedir. Gıda ürünlerini tüketme konusunda bilinçlenen bireyler, yaşam kalitesini artırıcı ve besleyici, organik tarım gibi tarım uygulamalarını takip etmektedir. Buna bağlı olarak tarımsal katma değerde dünyanın 7.sırasında bulunan bir ülke olarak küresel değişimleri ve eğilimleri yakından takip etmek gerekmektedir. Bu nedenle ihracatımızda ivme yakalayabilmek için teknolojik ürünleri tarım-gıda sektöründe daha etkin bir biçimde kullanmak gerekir.

Tarım ticaretini en geniş tanımıyla işlenmemiş, işlenmiş tarıma dayalı ürünler ve tarımsal üretim girdilerini kapsayacak şekilde tanımladığımızda, 47 milyar doları bulan ihracat içinde en büyük payı tekstil ürünleri almaktadır. %21'le örme giyim eşyası ve aksesuarı, %13'le örülmemiş giyim eşyası ve aksesuarı, %4'le örme eşya ve %4'le pamuk ipliği ve mensucat en büyük ihraç payına sahip 10 fasıl arasına girmektedir. Tekstil ürünleri dışında %8'le yenilen ve sert kabuklu meyveler, %4 ile sebze ve meyve müstahzarları, %4 ile hububat, un, nişasta ve süt müstahzarları ve %3 ile hayvansal ve bitkisel yağlar ihracatta ilk 10'da yer bulan fasıllardır.

Tarımsal ihracatta yaşanan genel sorunların yanında her ürün grubuna ait özel sorunların da bulunduğu açıktır. Hububat ve bakliyattaki yahut bitkisel yağ ihracatındaki sorunlar ile fındık, yaş veya kurutulmuş 1 işlenmiş meyve sebze, kesme çiçek veya tütün ihracatındaki sorunlar, ürünlere özel farklılıklar içermektedir. Canlı hayvanlar ve su ürünleri, ağaç mamulleri ve orman ürünleri ihracatının genel sorunların dışındaki özel sorunları tamamen ayrı çalışma konuları olmaktadır. Ürün grupları itibariyle ortaya çıkan olumsuz gelişmeler, teksel ürünler veya hitap edilen teksel pazarlar itibariyle özel durumlar da ihracatta darboğazlar yaratabilmektedir. Bu nedenle, tarım ürünleri ihracatındaki sorunları ve çözüm önerilerini doğru tespit edebilmek için her bir ürün grubu için ürün maliyetlerini, kalitesini, fiyatını, dağıtım kanallarını, yasal mevzuatı, ihraç masraflarını irdeleyerek, Türkiye'nin rekabet gücünü doğru verilerle ortaya koymak yararlı olacaktır.

26 milyon dolarlık tarıma dayalı ürünler ithalatı içinde en büyük payı %9'ar ile hububat ve yağlı tohumlar almaktadır. Hayvansal ve bitkisel yağlar, örülmemiş giyim eşyası, örme giyim eşyası, pamuk ipliği ve mensucat, ihracat gibi ithalat içinde de ilk 10'a giren fasılları oluşturmaktadır. Bunların dışında pamuk ve deri ürünleri, tarımsal üretim girdileri gübre ve kaba yem %4-%7 paylarla ithalatın ilk 10'u içinde yer almaktadır.

Türkiye tarımının en önemli sorunları arasında tarım işletmelerinin küçüklüğü dolayısıyla ölçek ekonomisinin getirilerinden yararlanmadığı belirtilmektedir. Türkiye'de ölçek ekonomileri sadece tarımsal üretimde değil gıda sektörünün ve dolayısıyla tarım-gıda ihracatçılarının da bir sorunu olarak belirtilmektedir. Bu bağlamda ihracatçıların daha çok gıda değer zincirinin üretim sonrası halkalarındaki ölçek ekonomileri üzerine yoğunlaşmalıdır. 

  • Site Yorumlarý
  • Facebook Yorumlarý Facebook Yorumlarý
Yeni yorum yaz Toplam: 1, Onay bekleyen: 0.
  1. Emre Göver

    Biraz daha aydınlatıcı bilgi verebilirseniz sevinirim gıda değer zincirinin üretim sonrası halkalar Üretime değil ama pazarlama ve ardından satışa mı fokuslanımalı mı