Taksimin tam göbeğinde ekip biçiyor ve paylaşıyorlar. İsmi de tam buradan geliyor. Ek Biç Ye İç.
Bir salata büfe konseptinde tasarlanan fakat içeriye girdiğinizde minik ışıklı bahçeleriyle adeta bir tarım alanı olan mekânın Program Müdürü Ayça İnci ve ekibi mekân hakkında: "Hazır salata paketlerinden birini alıp kaşıklamak yerine burada şeflerimizle birlikte kendi salatamızı yaparken salata malzemelerimizi de burada üretiyoruz. En azından aldığınız ilk tat daha kıymetli oluyor. Karbon ayak izimizi minimuma çekmek için aldığımız ürünlerin yerlerini İstanbul'a en yakın olanlar arasından seçiyoruz."
Bu mekânda ayrıca kahve yer almıyor. Kahve yerine farklı bitkilerden oluşan çaylar bulunuyor. Restoranı kuran ekipte pek çok farklı meslekten insanlar yer alıyor: Sosyolog, biyolog, perma kültür tasarımcısı... Hepsinin amacı ortak: Doğadan uzaklaşan kentli bireylerin doğayla olan bağını yeniden kurmak. Şimdilerde ekip 1. yılını kutlamanın mutluluğunu yaşıyor.
Ayça İnci, "Amacımız burayı sürdürebilir bir işletme olarak kurgulamaktı. Bu modele ilham olan bir örnek Londra'da Farmshop'tu. O projenin yaratıcısı sanatçı ikili Something & Son ile temasa geçerek başladık. Onlar, kendi kendine yeten işleri ortaya koymak için fikirler geliştiriyor. Biz de, Taksim'in ortasındaki mekânımızda kentsel tarım ve bahçeciliğe odaklanarak her şeyin tektipleştiği günümüzde nasıl alternatif üretebiliriz diye sorduk. Aşırı tüketimi en aza indiren, kendi hammaddesini en yakın yerde üreten bir restoran fikri bu anlayıştan ortaya çıktı."
Haber Türk