
Arıların binbir zahmetle ürettikleri bal insanlar için gerçek bir şifa kaynağıdır. Ancak bu gerçek şifa kaynağının pek çok tüketici tarafından doğru bilindiğine ve doğru tüketildiğine inanmıyorum.
Evlerinde tüketmek üzere bal almak isteyen kişilerin balın öncelikle donup donmadığını sorgulaması, donmamış bala yönelmesi tüketicinin balı tanımadığını ve bu konuda bilinçli olmadığını göstermektedir.
Balın donmuş olması tüketicinin aklına balın şekerle üretildiği düşüncesini getirmekte ve tercih edilmemektedir.
Oysaki gerçek bal donan baldır. Salgı balları (çam balı) haricindeki diğer tüm ballar ortam sıcaklığı 10-15 dereceye düştüğünde donmaya başlarlar ve bu doğal olarak olması gerekendir. Bal donmadığı zaman şüphe etmek gerekmektedir.
Donmuş bal o haliyle de tüketilebileceği gibi 45 dereceyi geçmeyen sıcaklıkta suyun içine kavanozu ile birlikte koyulup 2-3 saat bekletildiğinde (benmari) eski akışkan haline döner ve tüketilmesinde hiçbir sakınca yoktur.
Balla ilgili tüketiciler tarafından bilinmeyen bir diğer husus ise balın sıcaklığının 40-45 derecenin üstüne çıktığında baldaki HMF (Hidroksimetil furfural) miktarının yükseldiği ve bunun insan sağlığına zararlı olduğudur. Bu nedenle balın sıcak süt vb. sıcak içeceklere karıştırılarak tüketilmesi doğru değildir.
Tüketicilerin bal ile ilgili en azından temelde bilmesi gereken hususları bilmeleri ve bilinçli olmaları bal üreticilerini de doğru bal üretmeye sevk edecektir.
Son yıllarda tadı kaçmış olan balın tadının yerine gelmesinde tüketicinin bilinçli olmasının son derece etkili olacağına inanıyorum.
Tüketicinin bilinçli ve seçici olması, ucuza prim vermemesi, doğru ve kaliteli olanı tercih etmesi üreticiyi doğru ve kaliteli üretim yapmaya mecbur bırakacaktır.
Ayşe Şimşek Ceylan
Ziraat Mühendisi - Arı Uzmanı