TOPRAK ANALİZİ NEDİR?

Merhaba,
Gıda ve tarım sektörüyle iştigal eden güzel ülkemin değerli insanları,
Geçen yazımda Toprak Analizi yapılması gerektiğini vurgulamıştım.
Peki nedir bu toprak analizi? Gerekli mi? Ne amaçla yapılır?

Bu soruların cevaplarını arayalım birlikte.

Toprak analizinde;

  • Toprağın Fiziksel ve Kimyasal yapısına bakılır,

Fiziksel yapısında; 

  • Toprağın kumlu, tınlı ya da killi olup olmadığına bakılır,

Bu sonuçta bize toprağın geçirgenliği, su tutma kapasitesi ve bitki besin maddelerinin hareketliliği hakkında bilgi verir.

Kimyasal  Yapısında ise; 

Organik Madde, Ph, Makro Elementler N (Azot) P (Fosfor) K (Potasyum) S (Kükürt) Ca (Kalsiyum) Mg (Magnezyum),Mikro Elementler Fe (Demir) Zn (Çinko) Mn (Mangan) Cu (Bakır) B (Bor) Cl (Klor) Mo (Molibden), değerlerine  bakılır.

İleriki Analizlerde Toprak kirliliği, Mikroorganizma aktiviteleri ve erozyon üzerine analizler de yapılabilir.

Faydaları;

  • Sürdürülebilir toprak yönetimi ve gelecek nesillerin de aynı topraktan ürün almaları ve beslenmelerini sağlamak,
  • Gereksiz gübre kullanımını önleyerek hem toprak kirliliğini hem ekonomi kirliğinin önüne geçmek,
  • Bitkilere doğru beslenme programı ayarlayarak sağlıklı, tüketilebilir ve verimli ürünler yetişmesini sağlamak.
  • Erozyonu önlemek
  • Çorak toprakları ıslah ederek milli tarım ekonomisine kazandırmak.
  • Gübre tahlili yaparak çiftçiyi sahte gübreden korumak.
  • Yaprak analizi yaparak elementlerin bitkideki yarayışlılığını öğrenmek ve  benzeri gibi

Daha birçok faydası yazılabilir.

Ancak ülkemizde yeterli ve gerekli ilgiyi görmüyor. Bu toprak, yaprak ve gübre analizleri.

Avrupa da üreticiler hem yaprak hem toprak analizi yaparak aradaki farktan verilecek gübre miktarını ayarlıyor.

Biz de ise "Mehmetin oğlu  Ahmet bir gübre kullanmış şu  kadar almış, onun attığını atalım" şeklinde gidiyoruz. Zaten Ahmet te hiç attığı gübreyi tam olarak söylemiyor. Ya fazla söyler, ya eksik, çünkü köyde ondan daha iyi kimse olsun istemez. Bizdeki zihniyet bu maalesef. Zaten Ziraat Mühendisleri de bir şey bilmezler.

Genelde arazi toplulaştırma işlerinde ve devlet eliye yapılan işlerin dışında, maalesef laboratuar ve analiz cihazları çiftçi tarafından pek rağbet görmüyor ülkemizde.

Laboratuarlar da ise durum şöyle; hem üniversite, hem de devlet laboratuarlarında sonuç hemen çıkmıyor. Çünkü sarf malzemesi biterse kırk yerden izin alarak sarf malzemesinin gelmesini bekleyecekler, onun için toprak numunesi birikmeyince analiz yapmıyorlar, bundan dolayı da sonuçlar 1 ay gibi bir zamanda geliyor, gelse de zaten çoğunun içinde gübre tavsiyesi bulunmuyor, bulunsa da alternatif program yazmıyor. Önerilen ürünlerin çoğu demode olmuş, çağın dışında kalmış, piyasadaki ürünleri tavsiye bile veremiyorlar. Örnek olarak, organik madde eksikliğinde hayvan gübresinin ikamesi şu kadar leonardit, şu kadar humik asit, şu kadar deniz yosunu, şu kadar solucan gübresi diyemezler. Ancak bu ürünler piyasada çok fazla satılıyorlar. Ama özel sektör bu işi hızlı yapıyor. Burda da kaliteli olanı bulacaksınız.

Ama yurt dışından getirdik süper gübre, süper organik madde denilen, bitkiyi uçuran kaçıran, içinde adam akıllı ne olduğunu bilmediğimiz mucize ürünler, ülkemizde cirit atarken ve bunların verildiği ürünleri bizim halkımız tüketirken, toprak ve gübre analizi kimsenin dikkatini çekmiyor tabi bu da ayrı bir olgu.

Velhasıl, ülkemizde bilinçsiz gübreleme hem cebimizi yakıyor hem de toprağımızı,suyumuzu ,hayvanımızı, insanımızı kirletiyor.

Nasıl mı oluyor?

Fazla azot yeşil sebzelerde (ıspanak, marul, tere, roka vb.) nitrat birikimine neden olur, nitrat vücudumuzda nitrite dönüşür. Buda kanseri tetikler.
Kellik ve unutkanlığın sebebi vücudumuzdaki çinko noksanlığıdır. En çok ekmek tüketiriz. Buğday Orta Anadolu da üretilir. Orta Anadolu topraklarımızda da Çinko noksandır. Nasıl tesadüf değil mi?

Tarlalarımıza verdiğimiz fosfatın kullanımında savurganlaştığımızı söylüyorlar. Bunlardan yıkanan gübreler ve fosfor bakımından zengin atık su drenajları- suda geniş çaplı kirlenmeyi tetikliyor ve zararlı alg patlamalarına yol açıyor. Rusya'nın Baykal Gölü, Afrika'daki Victoria Gölü ve Kuzey Amerika'nın Erie Gölü de dahil olmak üzere dünyanın en büyük tatlı su kütlelerinden bazıları şu anda etkilenmiş durumda. Erie'deki çiçeklenmeler son yıllarda yerel içme suyunun zehirlenmesine yol açtı.

Örnekler çoğaltılabilir.

Artık toprak konusunda uyanma vakti geldi de geçiyor bile.

Çocuğunuzu seviyorsanız.

Toprağınızı da sevin.

Bereket ve muhabbet ile.

  • Site Yorumlarý
  • Facebook Yorumlarý Facebook Yorumlarý
Yeni yorum yaz
Henüz bir yorum yazýlmadý. Ýlk yazan siz olabilirsiniz.