Tüm okuyucularımıza merhaba.
Bundan böyle köşe yazılarımla mesleki bilgi ve tecrübelerimle sizlerle bazı konularda paylaşımda bulunmaya çalışacağım. Umuyorum ki herkes için faydalı olup, ülkemiz yararına da fayda çıkartacağımız paylaşımlar yapmış olurum. Sizleri fazla sıkmadan, her kesim tarafından anlaşılabilir olmaya gayret göstereceğim.Bu hafta konumuz ithalat ve ihracat. Ben bu konu da sizleri rakamlara ve parasal verilere boğmadan, ne durumda olduğumuzu anlatmaya çalışmak istiyorum. Öncelikle tanımlama yapalım ve direkt konumuza girelim.
İhracat (dışsatım), bir ülke sınırları içerisinde kişi ve kuruluşlarca üretilen serbest dolaşımda bulunan malların ve hizmetlerin başka ülkelere satılması/gönderilmesi anlamına gelmektedir. Makroekonomik açıdan, ihracat toplam talebin bir parçasıdır.
İthalat (dışalım), başka ülkelerde üretilmiş malların, ülkedeki alıcılar tarafından satın alınmasıdır. İhracatın karşıtıdır ve onunla birlikte bir ülkenin dış ticaret dengesini oluşturur.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, ülkemizin toplam karasal alan büyüklüğünün yaklaşık % 30'luk kısmında tarım yapılmaktadır. 240 milyon dekarla Türkiye'nin tarım alanı, neredeyse Birleşik Krallık'ın toplam karasal alanına (241 milyon 930 bin dekar) yakın bulunuyor.
Ülke verilerimiz böyleyken biz neden dünya da Tarım ürünlerinde yüksek ihracat verilerine sahip değiliz? Ve neden bu kadar toprağa sahipken, yetiştirebiliyorken olan ürünleri bile ithal eder durumdayız?
Ülkemiz, tarım ülkesi olarak her türlü olanaklara sahip olmasına rağmen randımanlı bir şekilde üretim yapılamadığı için hem ihracatta hem de ithalatta gerçek olması gereken verilere ulaşamamaktadır. Yeterli toprak, yeterli güneş ve su varken bunları randımanlı bir şekilde kullanmayıp aslında üretebileceğimiz ürünleri ithal etmekte, daha fazla ihracat yapabilecek durumdayken de gelir kaybına uğramaktayız. Aslında bizim coğrafi özelliklerimizde doğru bir planlama ve üretim ile birçok dünya ülkesine ihracat yapan bir ülke konumuna yükselmemiz olması gereken bir durumdur!
Dünya üretiminde en üst sırada olduğumuz ürünlerde dahi (incir, fındık, kayısı vs.) istediğimiz değerlere ulaşamamak veya bu piyasada söz sahibi olamamak bizler için çok büyük bir kayıptır. Buna birçok sebep ekleyebiliriz. Üreticiden, ihracatçıya kadar zincirin her halkasında hata bulabiliriz. Ama amacımız hata bulmak değil çözüm üretmek. O zaman ne yapmalıyız? Üreticiler olarak sadece belli başlı ürünlere yönelmek yerine ekim dikim alanları sorgulayarak daha az olan ürünlere yönelerek, üretimi çeşitlendirmemiz gerekmektedir. İhracatı yapılacak ürünleri de raf ömürlerini arttıracak şekilde ve gıda güvenliğine uygun olarak yetiştirmek bakım, gübreleme ve ilaçlama yapmamız gerekmektedir. İhracatçılarımız da bu ürünleri nereye satarız araştırması yaparak, dünyanın her tarafında sahip olduğumuz Pazar paylarını arttırmaya çalışmaları gerekmektedir.
Bundan 20 yıl öncesine kadar kendi kendine yetebilen bir ülke konumundayken bugün nedense tarım ürünleri konusunda ithal eder duruma geldik! Ama bizim bu planlama ve üretimi yapamamamız yıllın bazı aylarında çok fazla ürün bazı ayalarında ise çok az ürün ve buna bağlı olarak da fiyatlarda istemsiz iniş ve çıkışların yaşanmasına sebep olmaktadır. Bunun neticesi olarak da çok fazla fiyat artışının olduğu zamanlarda ithal ederek bu artışı bastırmaya gidilmektedir. Bu yapılan da üreticimize zarar vermektedir. Ülkemiz de İthalat kavramı biraz karışmış ve fiyat düzenlemesi için kullanılır duruma gelmiştir.
Fiyat düzenlemesi için ithalat yapmak yerine üreticilerin ürettikleri ürün bazında desteklenmesi ve bu eksikliğin giderilmesi gerekmektedir. Şimdi bazıları desteklendiğini de söyleyebilir, evet doğrudur destekleniyordur. Ama demek ki eksik kalan noktalar var ki sorunlar çözülememiştir. Bu politikanın bir an önce değiştirilip sebeplerin ve sonuçların değerlendirilerek, ithalatın gerçek anlamında doğru şekilde yapılır duruma getirilmesi gerekmektedir. Eğer az üretimi olan veya hiç üretilemeyen bir ürün ithal edilirse kimse bu durumdan rahatsızlık duymayacaktır. Doğrusu da budur.
Hayırlı ve bereketli bir sezon geçirmeniz dileğiyle.
İbrahim AKBULUT
UZMAN TARIM DANIŞMANI